26 Ekim 2010 Salı

KAHVENİN TADI

Bir grup kariyer yolunda ilerleyen yeni mezun, eski üniversitelerindeki profesörlerini ziyaret için bir araya gelirler.

Sohbet, sonunda işin ve hayatın stresinden şikâyetleşmeye döner. Misafirlerine kahve ikram etmek isteyen profesör mutfağa gider ve yanında büyük bir termos içinde kahve ve porselen, plastik, cam, kristal olmak üzere değişik tarzda ve ucuz görünenden, pahalı ve hatta çok özel olanlarına kadar değişik kahve bardakları ile gelir.

Herkes bir bardak secince, profesör şöyle söyler:

'Fark ettiyseniz, tüm pahalı görünen bardaklar alındı ve geriye ucuz görünümlü, sade bardaklar kaldı. Kendiniz için en iyi olanı istemeniz normal olsa da, bu sizin stresinizin ve problemlerinizin kaynağı aslında. Emin olun ki, bardağın kendisi kahvenin kalitesine hiç bir şey katmaz. Çoğu zaman, sadece daha pahalıdır ve hatta bazı durumlarda da içtiğimizi saklar. Hepinizin aslında istediği kahveydi, bardak değil, ama bilinçli olarak en iyi bardaklara yöneldiniz ve sonra birbirinizin bardağına bakmaya başladınız.

Şunu bir düşünün: Hayat kahvedir. İş, para ve toplumdaki konumunuz da bardaklar. Onlar hayatı tutmak için sadece araçlardır ve seçtiğimiz bardak yaşadığımız hayatın kalitesini belirlemediği gibi değiştirmez de.



Bazen sadece bardağa odaklanarak kahvenin tadını çıkarmayı unuturuz. Kahvenizin tadına varın!

En mutlu insanlar her şeyin en iyisine sahip değildirler. Sadece her şeyin en iyi şekilde tadını çıkartırlar.
 
(bizler de  iyinin  tadını  çakartalım)

23 Ekim 2010 Cumartesi

ZAMAN NEYLESİN?

 Zaman; nasılda  akıp  gidiyor  hayatı  katmış  önüne  yıkılmış  umutlar,  yarım  kalan  düşler   kızgınlıklar,  isyanlar  herşeyden  var  içinde,,,  oysa   hepsi  nasıl da  insani  duygular  tepkiler,  özleriz  sevdiğimizi  bazan  yanımızda  olsa  bile  kaldı ki  araya  yollar  mesafeler  girmiş nice  hasretlerimiz  var  onlara  dair  umutlarımız  kucak , kucak  hiç mi  mutlu  değiliz  bütün bu  karmaşada   neden  gülmekten  korkar  olduk  neden  bu  kadar  karamsar  yüreklerimiz .Ne  çok  şeyi  unuttuk,  medeniyet  adına  ne  çok  güzellikten  vaz  geçtik  günlük  telaşlar , anlık  hevesler  hayatı  yorduk  bizde  yorulduk  yok  saydığımız  için  yok  sayılıyoruz  Eski  bir  defterin  sarı  sayfaları  arasında  kalmış  kuş  yüreği  sevinçler,  mutlu  olmanın  bir  bedeli  var  bu  alemde,,her  kapının  anahtarı  para...Her gün  biraz  daha  küçülüyor  ve  yok  oluyoruz doyumsuz  aç gözlülükle  savaşlar  icat  ediliyor  soğuk,  sıcak  teknoloji  ilerledikçe  yaşam  alanları  yok  oluyor  devasa  yapılar  arasında  çehreler  robot  soğukluğunda  tanışıksız , selamsız  yaşadığımızı  var  sayıyoruz  gafilce  mutsuz   yalnız yaşıyoruz  yalnızlıktan  yakınsakta... Adaletsiz,,  haktan  hukuktan  bahsediyoruz ,,,Avaz  avaz küfür , kahır  dökülüyor  dilimizden  duvarlarda yankılanıp  yok  olan  feryatlarımız   geri  getiriyormu  yitirdiklerimizi??? Malesef  sanki  razıyız  halimize ara sıra cılız  sesler duyulsada  boşvermişliğin  uğultusunda  kayboluyor  onlarda ve  zaman  durmuyor  her  saniye  dün  olmaya  aday   ne  yazık  ki  keşkelere le...   Bu  günlerde  halimden  ve olagelen  hallerden hiç hoşnut  değilim  bu  yüzden  sorun  yumağı  olduk  döndükçe  dolaşıyoruz ...
KIZGINIM  KIRGINIM  HERŞEYE...
 
*GÜL*

19 Eylül 2010 Pazar

UNUTULSADA !!!

Bu gün 19 Eylül GAZİLER Günü Bilindiği gibi, Muharip Gazi, harbe katılıp da, harpten sağ olarak dönen savaşmış kahramanlardır. Gazilik unvanı devlet tarafından verilir. En büyük Gazi, bu unvanı 19 Eylül 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kararı ile alan vatanın kurtarıcısı ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. 2002 senesinde çıkartılan yasa ile 19 Eylül günü Gaziler günü olarak kabul edilmiştir.

TÜM  GAZİLERİMEZE  SEVGİ  VE  SAYGILAR.

10 Eylül 2010 Cuma

 Yalnızlık ne uçsuz bucaksız mavi denizlerde kaybolmak, ne de sonsuz ve kuru bir çöl ortasında tek başına kalmaktır.




 .




Yalnızlık, sevdiklerinden uzak, tek başına bayram geçirmektir. Dilerim yalnız değilsinizdir, ya da en azından bu yalnız geçirdiğiniz son bayram olur. Tüm sevdiklerinizle birlikte şeker tadında, güzel, huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir bayram diliyoruz.

31 Ağustos 2010 Salı

HAYIR DA HAYIR VARDIR


Gercek EVETciler ve gercek HAYIRcilar!!!






- Turkiyeliyim diyenler: Evet.

- Turkum diyenler: Hayir.



- Federasyoncular: Evet.

- Tek Turkiyeciler: Hayir.



- Gayri milliciler: Evet.

- Milliciler: Hayir.



- Rantiye alayi: Evet.

- Issizler ordusu: Hayir.



- Buyuk Market sahipleri: Evet.

- Mahalle Bakkallari: Hayir.



- Sinsi dinciler: Evet

- Gercek dindarlar: Hayir.



- Magrurlar: Evet.

- Magdurlar: Hayir.



Yukaridakiler: Evet.

- Asagidakiler: Hayir



- Mesut Barzani: Evet.

- Sehit Aileleri: Hayir.



- PKK: Evet.

- Mehmetcik: Hayir.



- Rahip Bartholomeos: Evet.

- Anti-Pontuscular: Hayir.



- Dönme "liberaller": Evet.

- Milliyetciler/Ulusalcilar: Hayir.



- MUSIAD: Evet.

- Bakkallar Federasyonu: Hayir.



- Sezen Aksu: Evet.

- Kadir Inanir: Hayir.



- Nihat Dogan: Evet.

- Tarik Akan: Hayir.



- Ahu Tugba: Evet.

- Nasuh Mahruki: Hayir.



- Ferit Sahenk: Evet.

- Carsi esnafi: Hayir.



- Abdullah Gul: Evet.

- Suleyman Demirel: Hayir.



- Hilmi Ozkok: Evet.

- Kemal Kilicdaroglu: Hayir.



- Yasar Buyukanit: Evet.

- Devlet Bahceli: Hayir.



- Cokuluslu sirketler: Evet.

- Iflas eden esnaf: Hayir.



- Gemi sahipleri: Evet.

- Kayikci ve kurekciler: Hayir.



- Pirlanta magazasi sahipleri: Evet.

- Issiz universite mezunlari: Hayir.



- Kuresel oyunlari bilmeyenler: Evet.

- AB ve ABD'nin planlarini bilenler: Hayir









- Bu yaziyi hemen silecekler: Evetciler.

- Bu yaziyi ese-dosta yollayanlar: Hayircilar!!!

29 Ağustos 2010 Pazar

O BİR SOKAK KEDİSİYDİ

Yaklaşık  bir  yıl  önce  mevsim  kışa  dönerken tanıştık  onunla,küçük  sevimli  ürkek siyah  beyaz dalgalı  çizgileri  ile  güzel  bir  kızdı  Mitsi .Önceleri  korksada  zamanla  alıştı  artık  beni  gördüğünde  kaçmıyor  ona  verdiğim  sütü  içerken onunla  sohbetime  karşılık  vermesede  beni  dinliyor  iki   arkadaşı  ile   balkonumu  mesken  edindi  kendine, ve  bana da  can yoldaşı  oldu  o  gün  bu  gün  birlikteyiz  küçük  kedimle.  Ona  Mitsi  diye  sesleniyorum o da  benimsedi  Mitsi  ismini  sesimi  duyar  duymaz  gelişinden  belli... Bir kaç  gün  görünmedi  diğer  iki  kediden de  ses  yok ,bir  gün  sabah  kapıyı  açtığımda  balkondaki  köşküne  yerleşmiş  ama,  çok  bitkin  görünüyor  yüzü  küçülmüş  göğsü  şişmiş  anladım ki  yavrulamış  bir yerlerde,  yiyecek  taşıdı  bir  kaç  gün,  nerede  olduğunu  bilmediğim  yavrularına. Bu  arada  arkadaşlarına  acaip  tepkili  oluşu  dikkatimi  çekti  onları  balkondan uzaklaştırdı  o  ufacık  bedeni  ile  ve  artık  yanımdan  hiç  ayrılmıyor  yavrularını  kaybettiği  belli  göğsünün  şişini  kendi  tedavi  etti  ve  artık  çok  iyi  anlaşan  iki  arkadaşız  sürekli  ayaklarıma  dolaşır  vaziyette  oyunlar  oynuyoruz  onu  çok  seviyorum  gerçekten  çok  güzel  bir  kedi  Mitsi  bir  o  kadar  da  akıllı...Akıllı  kedim  25 Ağustos ta   çok  büyük  sancılar  çekerek  ve  olağanüstü  bir  çaba  ile  doğurdu,  küçük  yiğenim dayanamadı  bu  haline  ağlayarak  dua  etti  çabuk  doğursun  diye ,,,üç  tane  bebek   doğurdu  üçü de  birbirinden  güzel  iki  kız  bir  erkek  kedi  yavrularım  var  şimdi, onlarla  yazın  sıcak  ve  cafcaflı  günlerini  uğurlamaya  çalışıyoruz   minikler  sıcaktan  perişan  fayansın  serinliğinde  uyuyorlar...Merhamet  her  insanda  olmalı o bir  sokak  kedisiydi  artık  benim  kedim  ama  özgür  bir  kedi  o  asla  hapsetmedim  bana  sığındı  bende  sevgi  ile  bakıyorum ...Paylaşmak  istedim  sizlerle o  ağzı  olupda  konuşamayan  hayvanların   sevgiye  ne  kadar  ihtiyacı  olduğunu.  Hayvan  deyip  geçmemek  lazım... sevgi ile
*Gül*

10 Ağustos 2010 Salı

FAKİRİ FUKARAYI UNUTMAYALIM

;;